31 Temmuz 2013 Çarşamba

Sinop'un Coğrafi Yapısı


SİNOP COĞRAFYASI
Sinop'un coğrafi konumu, Yeryüzünde bulunduğu konumu, Genel olarak Sinop'un coğrafi yapısı ve Sinop Coğrafyası hakkında bilgilerimizi pekiştirelim...

Sinop; Anadolu'nun kuzey yönde uç noktası olan İnceburun'a döoğu yönde bağlanan Boztepe Burnu berzahında bir kale- şehir olarak kurulmuş ve tarih boyunca doğu yönde gelişmiştir. Tarih boyunca kale dışına pek taşmayan şehir bir liman kenti özelliği taşır. Berzahın kuzey doğusundaki dış liman fırtınalara açık olduğu ve denizcilik bakımından kullanışlı sayılmadığı halde, Antikçağ'da daha çok bu limanın kullanıldığı bilinir. Zamanla kum dolan ve kullanılamaz hale gelen bu limanın berzahın güney-doğusundak iç limana aynı dönemde bir kanal bağlardı. Bu kanal, Büyük Sekçuklu İmparatorluğu döneminde kapatılmıştır. Şimdi ise tekrar böyle bir kanal açmak için projeler yürütülmektedir. Bu projeler hayata geçtiği taktirde Sinop'un gelişmemesi içten bile değil.

Sinop'un İklimi: Sinop iklim özelliklerinin iç içe geçtiği bir şehirdir. Mevsimler arası sıcaklık farkları çok büyük değildir. Sürekli esen rüzgarlar şehirde etkili olmaktadır. Bütün yıl Nemli ve Yağışlı bir iklime hakimdir. Sinop'ta yazın bir kaç gün dışında Karadeniz iklim tipi egemendir.

Yağış hemen hemen her mevsimde görülür. Ortalama yağış miktarı Sinop'ta 649-1077 mm ve toplam yağışlı gün sayısı ise 88-138 gün arasında değişmektedir. 

Sinop'un Bitki Örtüsü: Sinop yöresi, Karadeniz ikliminin bir özelliği olarak her zaman yağış aldığından orman ve bitki örtüsü ile kaplıdır. Ormanlar hem zengin hem de çeşitlidir. Çam, köknar, meşe, gürgen, kayın, dişdudak, karaağaç ve kavak başlıca türlerdir. Ağaç denizi olarak nitelendirilen Çangal Ormanları, Ayancık, Türkeli ve Boyabat yörelerini kaplar. Dıranaz, Göktepe, Soğuksu, Elekdağı Ormanları da önemli doğal güzellikleri oluşturur, hem de ekonomik yönden büyük değer taşır. 

Ormanların altında yaban menekşesi, çuha çiçeği, mayıs karanfili,  küçük kırlangıç otu, ciğer otu gibi bitkilere de rastlanır.

Sinop yöresindeki bitki örtüsü, çok çeşitli ağaç türlerinden oluşmuştur. Kıyı şeridinde Akdeniz bitkileri de görülür. Meşe, defne, Karaağaç, çınar, fındık, kızılcık, kayın, gürgen, karaçam ve sarıçamdan oluşan bitki örtüsü, yükseltinin 1.800 m'ye ulaştığı kesime kadar yayılır.  

Sinop'un Akarsuları: Sinop ilindeki irili ufaklı akarsulardan bazıları Karadeniz'e bazılarıda güney sınırından geçen kızılırmak nehrine bağlıdır. İlin en büyük akarsuyu Kastamonu topraklarından çıkan ve birçok  kolları batıdan doğuya akarak Durağan'ın güneyinde Kızılırmak nehrine bağlanan Gökırmak'tır. Uzun bir vadi boyunca akan ırmak Taşköprü ve Boyabat ovalarını sular. Bu ovalar sulu tarımın yapıldığı önemli tarım üretim alanlarıdır.

Karadeniz'e dökülen çaylar batıdan doğuya doğru Çatalzeytin, Ayancık Çayları, birçok kollar olarak denize dökülen Kırkgeçit ve sarımsak Çayları Karasu ve Gebelit Çayları önemli akarsulardır. Ağız kısımlarında deltalar oluşturan ve vadi boyu ovaları oluşturan bu çaylar İlkbahar ve kışın su seviyeleri yüksek yazlar ise su seviyeleri azalan hatta zaman zaman kuruyan akarsulardır. Ancak tüm olumsuz koşullara karşılık vadi tabanları boyunca sulu tarımın yapılmasına imkan vermeleri açısından önemli akarsulardır.

Sinop'un Deniz Kıyıları: Sinop, Karadeniz kıyılarının girintili ve çıkıntılı kıyılarıdır. Hopa'dan başlayan ve İstanbul boğazında sona eren Karadeniz kıyılarının hiç bir yerinde Sinop'taki kadar koy ve körfezlerle korunmuş limanlara rastlanmaz. Sinop İnceburun Türkiye'nin en kuzey noktasıdır.
Başlıca limanları; Gerze, Sinop iç ve dış limanları, Akliman, Sarıkum ve Ayancık limanlarıdır.


sinopdikmen




24 Temmuz 2013 Çarşamba

Sinop İlinin Tarihi

SİNOP TARİHİ

Osmanlı Döneminde Sinop: Osmanlı yönetiminde Sinop, bir süre barış içinde yaşadı. Ancak patlak veren Celali Ve Suhte ayaklanmaları sırasında büyük sıkıntılar çekti. 1558'de Kanuni'nin
oğulları Selim ile Beyazid arasında çıkan saltanat kavgasından sonra, Anadolu'da karışıklıklar giderek arttı. İran'a sığınan Beyazid'in geri dönmesi kaygısıyla Rumeli askerinin Amasya Tokat arasında bekletilmesine karışın, yöredeki olaylarda azalma olmadı. Sinop, Bafra ve Ladik'te suhteler halkın mal, can ve namusuna saldırıyorlardı. Devlet görevlilerinde ve halktan bazı kişiler de, suhtelere yardımcı oluyorlardı. Kastamonu Sancak beyi Süleyman bey'de İstanbul'a gönderdiği mektupta Boyabat, Sinop, Durağan kadılıkların'dan zekat, sadaka ve benzeri adlarla zorla para toplayan suhtelerden ve rüşvet karşılığı bunlara yardım eden hazine tahsildarların'dan yakınıyordu.
1568'de Sinop ve yöresinde büyük olarlar çıktı. Kefe'den çok sayıda kürk ve binlerce tulum yağ yüklü bir gemi Sinop'ta kayalara bindirdi ve gemi içindeki mallar bu sırada Sinop pazarına gelmiş olan halk ve il erlerince yağmalandı. Devlet yağma edilen malların toplatılması ve suçluların cezalandırılması için yöre kadılıklarının tümüne araştırıcı kurullar gönderdi. Baskı ve işkenceler sonunda eşyaların büyük bir bölümü ele geçirildi, çok sayıda kişi de tutuklandı. Suhteler yağmacılık suçuyla yakalananların yanında yer alarak araştırıcı kurulların karşılarına çıktılar. Çatışmalar sırasında, suhteler tutuklananların tümünü serbest bıraktılar. Sinop'ta zeamet sahiplerinden Mümin, yağ ve kürk teftişi yaparken Çeltekoğlu adında ki suhte elebaşını ile çatıştı. Suhteler Sinop kadısının evine saldırdıklarında yöre halkı güvenlik güçlerine hiç yardımcı olmadığı gibi bazı olaylarda açıkça suhteleri destekledi.
Devlet 1568'de suhtelerin Sinop'u basmaları durumunda Canik ve Amasya sancak beylerinin yardıma koşmalarını emretti. Olaylar sürüyordu. Yöreyi haraca bağlayan Mehmet ve İbrahim adındaki suhte elebaşıları yakalanarak Sinop kalesine hapsedilmiştir.
Not: Buradaki bahsi geçen suhte diye adlandırılan kişiler medrese öğrencisi ile haydut arası bir hayat süren kişilerdir. Bu haydutlar medresedeki talebeleri kendilerine bağlayarak bir çete kurmuşlar. Sonrada etrafa korku salarak zekat, sadaka adı altında haraç toplamaya başlamışlardır...


Kronolojik sıralaması ile Sinop Tarihi

Sinop ilinin yerleşme tarihi ilk Tunç Çağıyla başlamıştır. MÖ VII. yüzyılda bir Helen konisi olarak kurulan Sinop, Antik Çağ'da Karadeniz'in  en önemli kentiydi. Helenistik dönemde Anadolu'nun, yerli kültürleriyle, Helen ve Pers kültürlerini birleştirmek isteyen Pontus Rum Devletinin başkentlerinden biride Sinop'tu. Bizans döneminde yöre Ortodoks Hristiyanlığının etkisiyle dilde ve kültürde Helenistik döneme katılmıştır. 

Sinop, M.Ö 70. yılında Romalıların, M.S 395 yılında Bizanslıların, 3 ekim 1214 tarihinde Selçukluların, 1461 yılında ise Osmanlıların hakimiyetine girmiştir.
Sinop 1972 yılında kalkınmada ikinci derece öncelikli iller kapsamına alınmıştır. İlk büyük ölçekli sanayi kurulusu, Ayancık Kereste Fabrikasıdır. Diğer önemli sanayi kuruluşları ise Sise Cam Fabrikası, Un Sanayi, Söksa, İç Çamaşırı Örme ve Konfeksiyon AS. ile toprak sanayinde tuğla ve kiremit fabrikalarıdır. Ayancık keteni, Boyabat çember dokumacılığı, ahsap kotra maketi yapımı ve tahta el işletmeciliği Sinop'taki en köklü el sanatlarıdır. İlk kütüphane 1924 yılında Dr. Rıza Nur'un öncülüğünde kurulmuştur.
Tarih Öncesi Sinop: Sinop ilk çağda '' Paflagonya'' adı verilen bölge içerisindedir. Anadolu'nun kuzey sahilleri ile Kırım yarımadası arasında deniz ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. Önemli bir doğal liman konumundadır. 1953 yılında Kocagöz Höyükte yapılan kazı ile 1987 ve 1988 yıllarında müze müdürlüğünce yapılan yüzey araştırmalar sonucunda tarih öncesi devirler biraz da olsa aydınlığa kavuşmuştur. Karagöz höyükte yapılan kazılarda, İlk Tunç Çağı I. dönemine ait buluntular ortaya çıkarılmıştır. Bulunan malzeme Sinop, Balkanlar ve İç Anadolu arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Yapılan yüzey araştırma sonucunda çevrede çok sayıda tarih öncesi yerleşim yerlerine rastlanmıştır. Bu yerleşim yerleri sahil boyunca, nehir ağızlarında ve nehir vadileri boyunca iç kesimlere doğru yayılmaktadır. Ele geçen malzeme genel olarak ilk Tunç Çağı I. döneme işaret eder. Ancak kabalı çayı vadisinde Erken Kalkolitik  yıllarına tarihlenen iki yerleşim yeri saptanmıştır. Bugün Sinop çevresinde en eski yerleşim alanı kapalı çayı vadisi olarak belirlenmiştir. 
Hitit Devrinde Sinop: 1952-1954 yılları arasında yapılan kazılarda Sinop'ta Hitit dönemini belgeleyecek hiçbir esere rastlanmamıştır. Hitit metinlerinde Karadeniz'de Gaska kavimlerinin varlığından söz edilmekte ise de, ancak şimdiye kadar Sinop yöresinde hiç bir buluntu ele geçmemiştir. Yapılan yüzey araştırmalarında sahil bandında bir tek Gerze ilçesi Köskhöyük'te
Hitit malzemesine rastlanmamıştır. Ancak Hitit İmparatorluğu dönemine ait hiç bir malzeme bulunmamıştır. Bundan sonra 756 yılına ait malzemeler bulunabilmektedir.Helenistik Devirde Sinop: MÖ 4. yüzyılın birinci yarısında Paflagonyalılar bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir. MÖ 332 yılında Büyük İskender'in Anadolu'ya girişini fırsat bilen I. Ariarathes Kapadokya'da bağımsızlığını ilan ederek, Sinop'u ele geçirmiştir. MÖ 302 yılında Mitridat Ktistes Paflagonya'da dağınık halde bulunan prenslikleri bir araya getirerek kuvvetli bir devlet kurmuştur. Daha sonra II. Mitritad ve onun oğlu Farnak Sinop'a hakim olmuş. Mitridat Flapaton Sinop'u bayındır hale sokmuş başkentini Amasya'dan Sinop'a getirmiştir. Sinop'un parlak dönemi Mitritad Fatpator zamanında olmuştur. Bütün Karadeniz'i hakimiyeti altına alan Mitritad Romalıları'da Anadolu'dan atarak büyük bir imparatorluk kurmuş, ancak başkenti Sinop'tan Bergama'ya taşımıştır. Helenistik dönem Sinop'un en parlak zamanı olup, bu dönemde kültüre büyük önem verilmiştir. 
Romalılar Döneminde Sinop: MÖ 70. yılında Roma İmparatorluğu işgal ettiği bu toprakları yeniden tanzim etmiştir. Pontus krallığını Kızılırmak'tan itibaren ikiye bölerek, doğu parçasının idaresini yerli sülalelere vermiş, batı parçasını ise doğrudan doğruya devletin eyaleti haline getirmiştir. Sinop'un Roma idaresine geçmesi tarihte önemi bir dönüm noktasıdır. Bilhassa Ceasar zamanında Şehre maddi yardımlardan başka, yeni Roma kolonileri gönderilmiş ve genişleyip büyümesini sağlamıştır.
Bizans Devrinde Sinop: Roma İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle Doğu Roma topraklarında kalan Sinop yavaş yavaş küçülmeye başlamıştır. Hristiyanlığın geliştiği bu dönemde şehirde ticaret ve kültür, dini bir takım olaylar yüzünden gerilemiştir. Sinop'ta bu dönemde yapılan en önemli Bizans yapıtı Balatlar kilisesidir. 


SİNOP 797 YILDAN BU YANA TÜRK ŞEHRİ
Sinop'un Türkler Tarafından Fethi ve Selçuklu Dönemi: 1204 yılında IV. haçlı seferinde İstanbul Zapt edilip Bizans İmparatorluğu dağılınca Sinop Trabzon Devleti'nin elinde kalmıştır. İç Anadolu'ya yerleşen Selçuklulara vergi veren Trabzon Devleti, Selçukluların bir iç ayaklanmasından yararlanarak vergiyi kesmiş ve Sinop halkına da baskı ve tecavüzlerde bulunmaya başlanmıştır. Sinop halkının Konya'ya şikayeti üzerine Sultan İzzettin Keykavus dirlik sahibi bütün vilayet beylerine emir göndererek savaşa hazırlanmalarını bildirmiştir. Büyük bir kuvvetle yola çıkan ordunun gerek hazırlığından, gerek gidiş yolundan haberdar olmayan düşman Sinop yakınlarında 500 atlı ile avlanmakta olan Tekfuru baskın yaparak yakalamış, yakalanan Tekfur 3 gün sonra kale önüne getirilerek Sinop'un teslim olması istenmiştir. Önceleri teslim olmak istemeyen halk Tekfurun öldürülmemesi, kimsenin canına kıyılmaması ve herkesin istediği yere gidebilmesi şartıyla 3 Ekim 1214 tarihinde kalenin anahtarını Selçuklulara teslim etmiştir.
Türk İdaresinde Sinop: Selçuklu idaresine geçtikten sonra baştan başa yeniden imar edilen Sinop'ta, önce Pervaneoğulları daha sonra Candaroğulları Türk egemenliğini sürdürmüştür. 15. yüzyılda gelişmeye ve büyümeye başlayan Osmanlı İmparatorluğuna Anadolu beylikleri katılmaya başlayınca Candaroğlu İsmail Bey'de Osmanlılara bağlılığını ilan etmiş ve böylece Sinop Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresi altına girmiştir. Bir liman şehri olarak kullanılan Sinop'ta tersanede gemi yapımı bu dönemde de devam etmiştir. 1853 Osmanlı-Rus savaşlarında şehir tp atışlarına tutularak yakılmış ve bu tarihten sonra, şehir iyice küçülerek kale içine çekilmiştir. Bandırma vapuru ile Samsun'a gitmek üzere yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk 18 Mayıs 1919 günü Anadolu'ya karadan geçmek için Sinop limanına uğramış, ancak o tarihte Sinop-Samsun arasında kara yolu olmaması sebebiyle yolculuğuna gemiyle devam etmiştir. Sinop idari teşkilat olarak merkezi Samsun olan, Canik livasına bağlanmış, Tanzimat'ın ilanından sonra Kastamonu'ya sancak olmuş, 1924 yılında Kastamonu'dan ayrılarak il haline gelmiştir. 

SinopDikmen

21 Temmuz 2013 Pazar

Harita